SRI LANKA: HİÇBİR YERE BENZEMEYEN ÜLKE III (SİGİRİYA - ASLAN KAYASI)

#Sigiriya, #AslanKayası, #LionRock, #SriLanka, #Asia, #asya, #travel, #gezi

Sigiriya - Aslan Kayası (Lion Rock)

Sabah Anuradhapura'nın çarşısında biraz dolaşıyoruz, bu burnunuzu tıkayarak yapmanız gereken bir gezinti. Sri Lankalılar kuru balığı seviyorlar ve birçok bakkalda olduğu gibi bu pazar alanında da çuvalların içinde yığınla, çeşit çeşit kuru balık var ve ne yazık ki kokusu pek hoş değil.

Haritadan otobüs terminalinin yerine bakmıştık, çarşının arka sokaklarında kalıyor, biraz da sora sora terminali buluyoruz. Dambulla'ya giden araç küçük bir minibüs, halk otobüslerinden sonra fazla konforlu geliyor bize, ama siz gene de çok birşey beklemeyin. Ne şanslıyız ki bizden başka Avrupalı sırtçantalılar da var minibüste. Önce Dambulla'ya oradan da tuktuk ile Sigiriya'da ayarladığımız konuk evine geçiyoruz. Kaldığımız konuk evi Fresco Lion Villa Sigiriya'ya oldukça yakın bir yerde, yeşillikle içinde, sakin. Sigiriya'ya giderken tuktuk servisleri de var. İkram edilen meyve sularımızı hüpletip biraz nefes aldıktan sonra tırmanış için hazırız.

Girişte biletinizi aldıktan sonra hemen sol tarafta müzeyi göreceksiniz, buradan başlamak biraz tarih bilgisi edinip geziye başlamak için önemli. Müzedeki eserlerin dışında duvara yansıtılmış olan videoları takip edebilir ya da maket üzerinden burada sürülmüş olan yaşamı anlamaya çalışabilirsiniz. Müzenin çıkışındaki ayna duvar (mirror wall) merak uyandırabilir, orijinalini kayaya tırmanırken göreceksiniz. Orijinalinin üzerine isimler kazınmasın, aşklar, ziyaretler dünya mirasının üstüne yazılmasın diye böyle bir çare bulmuşlar, içinizi buraya dökebilir, ben buradaydım diyebilirsiniz.

Kral Kaspaya (477-495), Sinhali krallığını yeni bir başkente taşımak ister, bunun sonucunda müthiş bir mimari çalışmanın sonucu olarak Sigiriya ortaya çıkar. 200 metreden daha yüksek bir kayanın üzerine kurulmuş olan saray ve bölgesinin Sigiriya ismi orijinal dilindeki Sihangri kelimesinden gelmektedir. Sihangri, aslan kayası anlamına gelmektedir. Kral Kaspaya'nın ölümünün ardından Budist manastırı olarak kullanılan Sığırı, Sri Lankalılar tarafından dünyanın sekizinci harikası olarak kabul edilmektedir.

Acele etmeden, yavaş yavaş yürüyerek arada maymunlarla bakışıp kayanın altındaki hayattan geriye kalan havuzlar ve bahçelere ayak basarak kayaya ulaşmak mümkün. Eğlence bahçelerde başlıyor.

Kayaya tırmanışınızda öncelikle taş merdivenler sizi alacak, bu merdivenlerden teraslara ulaşmak mümkün. Sonra döner, demir bir merdivenden spiraller çizerek freskoların olduğu mağaraya girebilirsiniz. Freskolar kayadaki birçok benzerlerinden geriye kalanlar, kayada bir yaşam varken neredeyse tüm batı duvarlarının (sanırım kralın harem alanı) benzer freskolarla çevrili olduğu söyleniyor. Duvarlardaki 1600 yıl öncesinden bugüne gelen çıplak, yarı çıplak kadın resimleri bazı kaynaklara göre kadın güzelliğini simgeliyor, kimilerine göreyse kralın haremindeki karılarının figürleri. 

#sigiriya, #lionrock, #fresco, #woman, #paints, #srilanka

Toplamda çıkılacak yaklaşık 1200 adım var, bunu düşünerek sabah erken saatlerde ya da öğleden sonra güneşin etkisi azalmışken buraya gelmek en iyisi, ne olursa olsun biraz kondisyon da istiyor. 

Tepeye doğru giderken ikinci durağınız ayna duvar (mirror wall) olacaktır. Müzede örneğini gördüğünüz duvar, bir ayna kadar parlak görünmeyebilir ama zamanında kral gelip geçerken kendisine baksın diye taş parlatılarak yapılmış. Yüzyıllarca turistler, gezginler, yolu bu merdivenlere düşen herkes bu parlak duvara yazılar yazmış, not düşmüşler. Duvarın üzerindeki en eski karalamanın 8. yy'a ait olduğu söyleniyor, biz göremedik, hatta duvar boyanmış gibi bile geldi bize ama merak eden biraz fazla vakit geçirip, notları okumaya çalışabilir. Ayna duvar çok ilginizi çekmezse birkaç basamak merdiven daha çıkıp aşağıdaki manzaraya bakıp hayallere dalabilirsiniz.

Sonraki durağınız Aslan Kayası'na ismini veren aslanın pençelerinin olduğu kat. Sigiriya'nın en ünlü noktası da burası. Müzedeki makette ayakların üzerinde kocaman bir aslan kafası da var ve arkadaki kaya da aslanın gövdesi gibi görünüyor ve böylece kompozisyon tamamlanıyor. Bu güne ise sadece pençeler kalmış. Birçok gezgin burada kalıp en üst terasa çıkmıyor ama bence en güzeli zirvede olmaktı. En tepeden uçsuz bucaksız bir yeşile, uzakta yükselen dağlara bakmak. Ama metal merdivenlerden yukarıya doğru yapılan bu tırmanışın bazen korkutucu olduğunu da itiraf etmek gerekiyor. Açıkçası vertigo sahibi bir insan olarak o merdivenleri trabzanlara sarılarak tırmanabildim. Aşağıda birkaç fotoğraf görebilirsiniz.

Sri Lanka gezimizde tapınak gezintileri böylece son buluyor, gezimiz Kandy ile devam edecek, Kandy bu gezinin en renkli şehirlerinden biriydi, orada çok güzel günlerimiz, tatlı şaşkınlıklarımız oldu.

Lion Rock, Aslan Kayası'nın pençeleri

Aslan Kayasında tırmanmaya devam

Böyle mahsun görünüyorlar ama zaman zaman saldırgan da olabiliyorlar. En iyisi onların hayatlarına çok bulaşmadan, karışmadan kenarlarından geçip gitmek

Sigiriya'nın en tepesinden Panoramik 

Sigiriya'nın en tepesi, bulutların gölgeleri nasıl

Aşağıya indiğimizde bir gezgin refleksiyle hemen çıkışta bekleyen tuktuklara binmek istemedik, biraz yürüyelim yoldan bineriz diye düşündük. Öncelikle gelirken neşe içinde yürüdüğümüz yol, akşamın çökmesiyle biraz korkutucu olmuştu bir de kapıdan çıktıktan sonraki alanda çok fazla köpek vardı. Hemen tuktuk bulamayınca oyalanmak için yolun diğer tarafındaki tapınağa girip dolandık (tapınak giriş ücretleri de zaman zaman pazarlığa bağlıdır, bunu unutmayalım). Sonunda meydanın ortasında gördüğümüz tuktukcuyla anlaşıp otele dönebildik.

Sigiriya ile ilgili uyarıları birçok kaynakta görebilirsiniz, sağlık sorunlarınız varsa dikkatli olun, sabah erken ya da akşamüstü saatlerinde bu geziyi yapın,  bol bol su tüketin ve arılara dikkat edin. Yürürken bununla ilgili tabelalar da göreceksiniz, sessiz olun arıları uyandırmayın.

Sri Lanka'nın birçok yerinde olduğu gibi burada da hava karardıktan sonra hayat bitiyor ve şehirler/köyler karanlığa gömülüyor. Bu yıldızları izlemek için muhteşem bir fırsat, fakat eğer feneriniz yoksa hemen iki avlu yandaki restorana gitmeyi de imkansız kılan bir yoksunluk. Öyle ki gündüz gelirken gördüğümüz fakat akşam olunca otelin dışındaki patika yolda hiç ışık olmadığı için ne kadar yakındı ne kadar uzaktı pek emin olmadığımız restorana gitmekten vazgeçip otelde yemek yiyoruz.

Sri Lanka mutfağı genel olarak Hindistan ile cilveleşiyor, ama genel kanı Hindistan'ın daha iyi olduğu yönünde. Menüde rice & curry var yani pirinç ve köri. Köriler bizdeki mezeler gibi küçük tabaklara geliyor ve altı yedi çeşitten oluşuyor.  Pirinç bildiğimiz pirinç, yağsız ve tuzsuz haşlanmış. Körilerin içinde mercimek, fasulye, tavuk, patlıcan, kırmızı lahana gibi bize çok farklı gelmeyecek şeyler var. Fark pişirilme tarzı ve içine konulan baharatlarda.

En tepede çıplak bir düzlük gibi de görülebilir ama hayal gücünüzü kullanmak ve duvarları yeniden örmek, odaları kurmak, çatıları çıkmak gerekiyor. Belki o zaman burada bir zamanlar yaşanan hayata dokunmak da mümkün olur

dağlar, bulutlar, ağaçlar, göletler...

tepecik

yemek bekliyorlar ama aslında doğru olan yiyecek bir şey vermemek.

Sigiriya'da harcadıklarımız;

Sigiriya Giriş : 30 USD / kişi
Anuradhapura - Dambulla Otobüs : 1,35 USD (180 LKR) / kişi
**işte bunun için toplu taşıma, bunun için halk otobüsü
Dambulla - Sigiriya Otel Tuktuk : 3,8 USD (500 LKR)
Sigiriya - Otel Tuktuk : 0,75 USD (100 LKR)
Sigiriya çıkışındaki tapınak girişi : 0,38 USD (50 LKR) / kişi
Otel Fresco Lion Villa : 44 USD (oda fiyatı, vergi dahil, bazı otel fiyatlarına %10 vergi dahil olmayabiliyor, rezervasyon yaptırırken dikkatlli olmak gerekiyor)
Yemek : 7,75 USD (1030 LKR)
**2 kişilik rice&curry, bira, su, pazardan alınan muzlar dahil, iyi yedik ama güzel yedik, yok yok çok iyi yedik, gerçekten hiç fena yemedik.